Hakkında

Bilkent Üniversitesi bünyesindeki Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nin çatısı altında 1994 yılında kurulan Bilkent Saygun Merkezi, Türk müziğinin önde gelen bestecilerinden Ahmed Adnan Saygun’un (1907-1991) mirasını yaşatma ve çağdaş Türk müziği ile uluslararası alanda tanınan yeni müzik biçemlerini araştırma, icra etme, eğitimini verme ve bu alanda bilgi aktarımını destekleme amacı güder. Merkez, kurulduğu günden bu yana Bilkent Üniversitesi’nin teknolojik ve akademik kaynaklarından faydalanarak bu alanda önemli bir merkez haline gelmiştir.

Mekansal olarak Bilkent Kampüsü içindeki MSSF binasında konumlanan Bilkent Saygun Merkezi, fakültenin akademik ve pedagojik olanaklarıyla bütünleşmiştir. Merkez, Saygun’un değerli eserlerinin korunması ve bilimsel araştırmaların yanı sıra, eğitimsel ve uygulamalı projeleri de başarıyla yürütmektedir.

Önemli koleksiyonları arasında, İlhan Usmanbaş ve İlhan Baran gibi Saygun’un değerli öğrencilerinin eserlerine ait arşivler de bulunan Bilkent Saygun Merkezi, bu eserleri koruma ve araştırma konusunda titiz bir çalışma yürütmektedir. Merkezin el yazmaları arşivi, Saygun’un orijinal partisyonları, mektupları ve diğer yazışmalarını içerirken, kütüphane ve müzesi bestecinin kişisel eşyalarını ve kapsamlı bir kitap koleksiyonunu barındırır.

Bilkent Saygun Merkezi, ayrıca düzenlediği konserler ve etkinliklerle hem ulusal hem de uluslararası alanda Türk müziğinin tanıtımına katkıda bulunmakta ve yeni nesil müzisyenlerin bu zengin mirası keşfetmelerine olanak tanımaktadır. Bilkent Üniversitesi’nin müzik ve sanat alanındaki bu öncü rolü, üniversitenin kültürel peyzajını zenginleştiren önemli bir unsur olarak dikkat çeker.

Merkez Direktörü

Koleksiyon

Elyazma Nota ve Eskizler

Ahmed Adnan Saygun’un müzik eserlerine ilişkin birçok orijinal el yazma partisyon ve eskizler Bilkent Saygun Merkezi “Saygun el yazmaları arşivi” içinde korunmaktadır.

Mektuplar

Ahmed Adnan Saygun’un diğer kişi ve kurumlarla yürütmüş olduğu birçok yazışma Bilkent Saygun Merkezi “Saygun el yazmaları arşivi” içinde korunmaktadır.

Diğer Kaynaklar

Ahmed Adnan Saygun’un yürütmüş olduğu kimi yayın ve bilimsel araştırmalara ilişkin eskizler, besteciye dair kimi görsel ve işitsel kayıtlar, eserlerine ilişkin çeşitli süreli yayın malzemeleri, program notları, çeşitli türlerdeki belge ve beratlar, vb. Bilkent Saygun Merkezi “Saygun el yazmaları arşivi” içinde korunmaktadır.

Kütüphane ve Müze

Ahmed Adnan Saygun’a ait el yazması ve basılı kitaplar, yayımlanmış partisyon, işitsel ve görsel kaynaklar, vb. barındıran kişisel kütüphanesi ile bestecinin kimi kişisel eşyalarını içeren bir müze kısmı Bilkent Saygun Merkezi’nde “Saygun Kütüphane ve Müzesi” kapsamında korunmaktadır.

Usmanbaş Arşivi

Bilkent Saygun Merkezi, Türk müziğinin usta isimlerinden İlhan Usmanbaş’ın kıymetli eserlerini ve kişisel arşivini bünyesinde barındırmaktadır. 1923 doğumlu bu değerli bestecinin, müzik eserlerinin orijinal el yazma partisyonları, Saygun Merkezi’nin “Usmanbaş el yazmaları arşivi”nde titizlikle korunmaktadır. Bu nadide koleksiyon, akademisyenlerin ve araştırmacıların erişimine açık olup, çalışmalarına zengin bir kaynak sağlamaktadır.

Merkez, aynı zamanda Usmanbaş’ın eserlerinin dijitalleştirilmiş versiyonlarını “Usmanbaş dijital arşivi”nde saklamakta, böylece bu eserlerin günümüz teknolojisiyle uyumlu bir şekilde korunmasını ve yaygınlaştırılmasını temin etmektedir. Usmanbaş’ın yazışmaları ve diğer çeşitli basılı materyaller de arşivdeki yerini almış, bestecinin sanat hayatına dair derinlemesine bir bakış sunmaktadır.

“İlhan Usmanbaş Arşivi”nin kuruluşu, Bilkent Saygun Merkezi için önemli bir gelişmeyi temsil etmektedir. Usmanbaş’ın kendi eliyle merkeze bağışladığı bu materyal, onun eserlerinin ve müzikal mirasının gelecek nesillere aktarılmasına katkıda bulunacak, eşsiz bir değer olarak kabul edilmektedir. Bilkent Saygun Merkezi, bu özel arşivin korunması ve araştırılmasını sağlayarak, Türk müzik tarihinin önemli bir parçasını yaşatmaya devam etmektedir.

A. Adnan Saygun

Ahmed Adnan Saygun (1907-1991), Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli bestecilerden biri olarak, müzik etnoloğu, eğitici, düşünür ve yazar kimlikleriyle de tanınır. Erken Cumhuriyet döneminin ve sonraki yılların kültürel yapısında derin izler bırakan Saygun, modern Türk müzik okulunun oluşumunda ve kurumsallaşmasında öncü bir rol üstlenmiştir. Eserlerinde, geleneksel Türk müziği motifleri ile çağdaş Batı müzik akımlarını başarıyla harmanlamış, kültürel bir köprü kurmuştur.

Türk Beşleri olarak bilinen ve Batı klasik müzik geleneğini Türkiye’de benimseyen ve yaygınlaştıran beş besteciden biri olan Saygun, aynı zamanda Türkiye’nin ilk operasını besteleyen ve “Devlet Sanatçısı” unvanını alan ilk sanatçı olma özelliğini taşır. En meşhur eseri olan “Yunus Emre Oratoryosu”, hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda geniş bir yankı bulmuş, onun sanatının evrenselliğini kanıtlamıştır.

İzmir’de saygın ve köklü bir ailede dünyaya gelen Saygun, erken yaşlarda müziğe olan ilgisi ve yeteneği ile dikkat çekmiş, müzik eğitimine İzmir’de başlamıştır. Fransızca La Grande Encyclopédie’den müzikle ilgili makaleleri çevirerek Musiki Lugati adı altında bir ansiklopedi oluşturmuş, müzik bilgisini genişletmiştir. Genç yaşta başladığı öğretmenlik hayatına İzmir Erkek Lisesi’nde devam etmiş, müzik eğitimi için yurt dışına gitme fırsatını annesinin ani ölümüyle kaçırmıştır.

Saygun, 1928 yılında devlet bursuyla Paris’e giderek, Vincent d’Indy ve diğer önemli isimlerle çalışma fırsatı bulmuş ve Divertissement gibi önemli eserler vermiştir. Türkiye’ye dönüşünde Musiki Muallim Mektebi’nde öğretmenlik yapmış, Atatürk’ün isteği üzerine Türkiye’nin ilk operası olan “Özsoy”u bestelemiştir. Ayrıca, “Taşbebek” operası da Atatürk’ün yönlendirmesiyle ortaya çıkmıştır.

Saygun’un müzikal kariyeri, Atatürk döneminin ulusal politikaları ve Güneş-Dil teorileri ile iç içe geçmiş, bu dönemde “Türk Musikisinde Pentatonizm” gibi önemli çalışmalar yayımlamıştır. 1936 yılında Bela Bartók ile birlikte Anadolu’da folklor araştırmaları yapmış ve bu çalışmaları bilimsel bir eser olarak dünya ile paylaşmıştır.

1939’da Halkevleri müfettişi olarak Türkiye’yi dolaşan Saygun, 1940’ta İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda öğretmenlik yapmaya başlamış ve müzik eğitimi konusundaki çalışmalarını sürdürmüştür. 1942’de tamamladığı “Yunus Emre Oratoryosu” ile büyük bir başarı elde etmiş, bu eser uluslararası alanda da seslendirilmiş ve Saygun’un müzikal mirasını dünya sahnesine taşımıştır.

Saygun, 1971’de ilk Devlet Sanatçısı unvanını almış, 1991’de hayatını kaybetmiştir. Eserleri, SACEM ve diğer yayınevleri tarafından korunmakta ve yayımlanmaktadır. Müzik eğitimi ve etnomüzikoloji konularında önemli yayınlara imza atmış, sanatı ve düşünceleri Bilkent Üniversitesi bünyesinde kurulan Ahmed Adnan Saygun Müzik Eğitim ve Araştırma Merkezi’nde yaşatılmaktadır. Müzikolog Emre Aracı’nın “Adnan Saygun – Doğu Batı Arası Müzik Köprüsü” adlı eseri ve Mucize Özinal’ın “Dar Köprünün Dervişi” romanı, Saygun’un yaşamına dair detaylı bilgiler sunar.